-
1 üzerinde durmak
проявля́ть постоя́нный / исключи́тельный интере́с -
2 üzerinde
на* * *1) на; над чемanahtar kapının üzerinde — ключ [торчи́т] в две́ри́
masanın üzerinde — на столе́
şehir üzerinde — над го́родом
2) относи́тельно, по по́воду чего; над чем (работать и т. п.)bunun üzerinde görüşmeler — перегово́ры относи́тельно э́того
kimya üzerinde araştırmalar — иссле́дования в о́бласти хи́мии
3) при комüzerinde hiç para yok — у него́ с собо́й совсе́м нет никаки́х де́нег
••- üzerinde kalmak -
3 durmak
стоя́ть* * *- ur1) стоя́ть; находи́ться / остава́ться без движе́нияsen biraz burada dur — ты немно́го посто́й здесь
2) остана́вливаться, прекраща́ть движе́ниеsaat durdu — часы́ останови́лись
3) прекраща́ться4) находи́тьсяelbise dolağta duruyor — оде́жда [нахо́дится] в шкафу́
İstanbulda çok durmadık — в Стамбу́ле мы бы́ли недо́лго
kitaplar masanın üzerinde duruyor — кни́ги лежа́т на столе́
şimdi burada mı duruyorsunuz? — вы сейча́с здесь прожива́ете?
tek başına bu evde nasıl duruyor? — как он оди́н живёт в э́том до́ме?
5) быть, находи́ться (в каком-л. состоянии)anneannen duruyor mu? — твоя́ ба́бушка жива́?
bu haberi duyunca durdu — узна́в э́ту но́вость, он оторопе́л
sabahtan beri aç duruyor — он с утра́ сиди́т голо́дным
6) с деепр. на -ip, -e основного глагола образует сложные глаголы, выражает продолжительность действияbaka durmak — при́стально смотре́ть
çalışa durmak — беспреры́вно рабо́тать
okuyup durmak — беспреста́нно чита́ть
söyleyip durmak — без у́молку говори́ть
yedurmak — без конца́ жева́ть / есть
7) форма невозможности в сочетании с глагольным именем в исходном падеже: не мочь не...sigara içmeden duramaz — он не мо́жет не кури́ть
••- dur ben sana gösteririm!durdu durdu, turnayı gözünden vurdu — посл. ждал-ждал и, наконе́ц, своего́ доби́лся
- dur durak yok
- dur dinlen yok
- dur otur yok
- durup dinlenmeden
- durup dururken
- durmuş oturmuş
- durduğu yerde
- toplantıda bu meselenin üstünde çok durdular
- fazla üstünde durma adamı bıktırırsın
См. также в других словарях:
üzerinde durmak — bir işe önem vermek, bir işle yakından, sürekli ilgilenmek Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerinde — zf. 1) Üstünde Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir. R. E. Ünaydın 2) ... ile ilgili, üzerine Hacı Ömer in hatırı için gecelerce başımı soğuk su ile ıslatarak kitaplar üzerinde çalıştım. R. N. Güntekin Birleşik Sözler ütüsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
susta durmak — 1) köpek arka ayakları üzerinde durmak 2) mec. korktuğu bir kimsenin karşısında saygılı ve çekingen davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tay tay — zf. Emekleme döneminde, henüz yürüyemeyen çocuk ayakları üzerinde durmak anlamındaki tay tay durmak deyiminde geçen bir söz Birleşik Sözler tay tay arabası … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kişiselleştirmek — i 1) Kişiye özel duruma getirmek 2) Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek 3) Bir kişiye mal etmek, bağlamak 4) Söz edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstelemek — nsz 1) Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek Ahmet Kerim bu yeni tutumun sebebini mutlaka öğrenmek istedi ve o kadar üsteledi ki Samim cevap vermek zorunda kaldı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Hastalık yeniden ortaya … Çağatay Osmanlı Sözlük
can damarına basmak — (bir kimsenin) bir işin en önemli yönü üzerinde durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şahsiyat yapmak — söz edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tafsilata girmek — ayrıntılar üzerinde durmak Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zihni takılmak — 1) (bir şeye) yanlış bir kanıya takılıp kalmak 2) (bir şeye) çözülmesi gerekli bir konu üzerinde durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük